Türk Ceza Kanunu’nda yer alan suçlardan birini kasten işlemiş olan kişiye hapis cezası verilmesi ve mahkûm olması neticesinde, kişinin belli haklardan yoksun bırakılmasına karar verilir. Bu yoksunluklar siyasi parti yöneticiliği, seçme ve seçilme hakkı gibi birçok hakkı kısıtlamaktadır.
Kanuni Düzenleme
TCK md.53/I: ‘’Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;
a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,
b) Seçme ve seçilme ehliyetinden,
c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,
d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,
e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten, yoksun bırakılır.’’
Memuriyet
Kasten işlenmiş bir suçtan ötürü mahkûm olan kişi, ceza infaz edilene kadar memuriyet görevini yerine getiremez. Ancak infaz tamamlandıktan sonra bu hak yoksunluğu ortadan kalkar. Bununla birlikte bazı suçlardan verilmiş olan mahkumiyet hükümlerinin kesinleşmiş olması hâlinde kişi devlet memuriyetinden kalıcı olarak mahrum edilir.
Sona Erme
TCK md.53/II: ‘’Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.’’
TCK md.53/2, TCK md.53/1’de düzenlenen hak yoksunluklarının kalıcı olmadığını, cezanın infazı tamamlanana kadar geçerli olduğunu ifade etmektedir.